11 Şubat 2011 Cuma

Ön Dişler

Vanessa Paradis olsam Kate Moss'a derim ki, yaptım bebeyi, kaptım Depp'i.
Dişleri ayrık kadınlar niye moda oldu ya? Vanessa Paradis, Lara Stone falan. Zayıflıycam sonra da dişleri mi sökücem yerinden. Of Vogue, sen adama neler yaptırırsın. Canımsın.

2 Şubat 2011 Çarşamba



İsveçli esmere gelsin. Gebermesen de olur ama rezil falan ol. Bende canıma değsin diyim.

Ergen Kaydı

Ben aslında kendime söz verdim öyle sık sık bişiler yazmıycam diye. Yani çok da cıptıs bi hayatım yok. Klasik öğrenci hayatı. Bu blogu açtım ki bir anonim olarak takılıyım, hayatımı hikaye gibi yazıyım falan. Ama öyle bomba bir şey oldu ki dün. Zannettim ki kalbim patlıycak falan. 2 TANE YORUMUM VARDI. Hemide ilk yazıma.

Hani 18'im falan da, kabul ediyorum halihazırda ergenlikten çıkmaya çalışan bir ergenim. Böyle şeyler heyecanlandırıyolar beni napıyım. Sevgilim de yok hayatım şöyle fırtınalı falans olsun. Tek heyecanım acaba bugün market kasasında duran yakışıklı çocuk orda mı yani. Değildi zaten yıkıldım.

Tabii blogu açmadan önce kendime diyorum ki "Amaaan yorum yazmasınlar çok da fifi. Kimse de okumaz beni zaten - ki zaten okunmuyorum ama 2 yorum bile popomu bu kadar kaldırdı- öyle takılcam ben yeaa. Cooluz neticede." Orda o 2 yorumu gördüm yaa... "Allahım sana geliyoruuuum!" diye bir feryadım var, akıllara zarar. Bi de başta açamıyorum yorumları böyle. Tam açıyorum diyorum ki "Hayır, hayır; şimdi değil, doğru zaman değil. Tam 3 saniye 20 salise sonra açıciyim."

Sonra en büyük korkum baş gösterdi. Ya kötü bişey dedilerse. Ya bana "Ergen küçük, aptal kız. Blog mu açtın sen hahahahaha! Bir yerim yazsa daha güzel olur hahahahah!" derlerse. Ya da eeeen kötüsü babam falan yorum yazdıysa. Oof şuncacık canım var, onu da teslim ederdim. Babamın da blogu yoktur öyle işlerin adamı değildir yani. Nerden de beni bulucak da diyicek "Ahan da benim kızııım. Hemencik yerden yere vurmalıyım ki bıraksın terketsin bu alemleri. Oh olsun ona, oh." Neyse ki popişimi kurtarım. Gayet sevecen 2 yorumun var. 4 tane de izleyim. Tam bir çekirdek aile kurdum kendime kahretsin yea.

1 Şubat 2011 Salı

Ahlaksız Teklifçi Platonik

Hani blogun başlığı ilişki durumu platonik falan da ben başka isim bulamadım bakmayın öyle yazdığıma. Salladım öyle tuttu yani. Yalan mı? Değil. En son sevgili durumumu yurtdışında 1 haftalık bi kampta, orda kaldığım kasabanın çocuklarından biriyle yaşamıştım. Efenime söyliyim böyle uzuun, sarışıın, şirin mi şirin gülen bi çocuk. Ama tabii "Bi hafta kızım napıcaksın? Ciddi bişi olmıycak, salla gitsin." diyen mantığım beni onunla daha flörtleşmeye başlarken yüzüstü bıraktı.

Ondan sonracığıma biz son gün böyle içkisiz miçkisiz, böyle ayşe'nin 2. doğum günü tarzında bi veda partisi düzenlendi. Tabii içki miçki yok, müzik de bir iğrenç ki hani dans ederek kendimden geçiyim desen, yok olmuyor. Bu çocukla da ben sırnaşıyorum falan hani "Son gece yeaaa nolucak ki?"  kıvamında. Yanında da isveçten gelen bi arkadaşı. Kızın boyu 1.40 ya var ya yok. Tabii yavşaklık benim göbek adım kız dansa kalkmadı ben kaldırdım gittim bide bizim grubun en hoş çocuğuyla tanıştırdım direk gözüne girdim keratanın.

Bende bi nedenle yabancı bi arkadaşımla dans pistinin olduğu bölümden çıktım. Artık kolalarımızı mı tazeliycektik napıcaktık. Ben benim çocukla tıfıl isveçli dışarda takılıo. Yabancı arkadaşım da sağolsun vurdu kıçıma tekmeyi, attı beni bunların yanına dışarı. Ben üşüdüm tabii mont yok bişi yok. Gittiğim ülkede kışın -84724876 falan oluo. Bir sırnaşmalar sarılmalar falan. Ee yani çok da hoş bi kız değilim. Alışkın değilim böyle şeylere. Şişkoyum bu kere. Boyum iyi de o popo denilen kütle yok anacım gitmio yani. Mümkünatı yok. Neyse benimde hoşuma gidio.

Sonra bilin bakalım noldu? İlk ahlaksız teklifimi aldım. Tam da ahlaksız teklif sayılmaz be.Hatta hiç sayılmaz da adı böyle daha bi ciks oldu. Biraz içeriği fazla belli edilmiş bi "Bize gelsene, son gecemiz zati. Seni özliycem. Öpüşelim, yiyişelim, koklaşalım ben seni öyle hatırlarım." Çocuk beni muhallebi kıvamına getirdi tabii, bilmio da yavrum yurdum kızlarının Nuri Alço sağolsun genlerine işleyen uyanıklığı. Dedim yok tatlım başka zamana. Üniversiteye gel görüşürük. Kollarımda bi bebeyle dönmiyim ana yurda.

Velhasıl en son cillop gibi bi çocukla aramda olan şey bu. Platonik takılıorum hala çocuğa. Şimdi o tıfıl, küçük popolu lanet isveçliyle çıkıomuş. Yahu kız kahverengi saçlı öyle isveçli mi olur? Bildiğin çakma yani. Boyarım ben saçlarımı sarıya benzerim isveçliye istiosa hani.

Bu 1. platoniğim. Daha diğerleriyle tanışıcaksınız. Gerçi çoğuyla ben bile tanışmadım da neyse. Bakıcaz. Konuyla da alakasız bi resim koydum. Gözünüz doysun :)

30 Ocak 2011 Pazar

Evde kalıcam... Ama henüz kalmadım.

 Nasıl başlıycam bilmiyorum o yüzden pat diye dalıyorum. Adım Pastel. Daha doğrusu en azından siz öyle biliceksiniz. Öyle yüzünüzü buruşturup da "Aman salak mı ne sanki noolucak adını verse" demeyin. Benim de bi karizmam ve blog okumayı bilen arkadaşlarım var.

Onca ilişkiler hakkında tavsiye veren bloglar arasında benimkini okumak için bi neden yok. Saçmalıyorum ve sevgili bulamıyorum ve daha fazla saçmalamaya başlıyorum. Diğer kızlardan da bi farkım yok. Cidden. Sokakta yanınızadan geçerken "Acaba zengin midir bu?", "Sevgilisi var mıdır lan şu kızın benim bile yok." diyen, otobüste neredeyse üstüme oturduğunuzda size içinden ağız dolusu küfür eden ve sonra üzülen kızım. Yüreğim yanıyor ama gerçekten.

Evde kaldığım konusuna da yürekten inandım. Koca aramıyorum evlenicek yaşıma daha var yani biraz. Bana kalsa direk evlenirim de neyse. Ama kalıcam gibi gibi... Umarım kalmam. Kalsam ne olcak ki? Kız kurusu diycekler bana. Demesin öküzler. Çok fena ağlarım.

Hee bu arada 18 yaşındayım.